9 Aralık 2014

KORKMAYIN! PANİK ATAK GEÇİRİYORSUNUZ...




Panik Atak olarak bilinen ve asıl adı Panik Bozukluk olan psikolojik rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığa; son yıllarda yaygınlaşması nedeniyle modern toplum hastalığı da denmektedir. Büyük şehirlerde yaşanan rekabet, kişiler arası ilişkilerdeki yapaylık, trafik, terör, doğal afetler, göç, büyük binalar, yer altına inen metro gibi modern çağın hızlı ve büyük toplu taşıma araçları, eğitim sorunları, geçim sorunları vs… Bütün bu saydığımız sorunlar insanlardaki kaygı düzeyini arttırıyor, dolayısıyla Panik Bozukluk için zemin hazırlıyor.


Panik Bozukluğun en korkutucu tarafı, kişinin kontrolünün elinden kayıp gittiği düşüncesidir. Kişi yaşadığı  atağın “yanlış alarm” olduğunun farkında olabilir ancak kişi o anda yaşadığı korkutucu semptomlar ve düşünceler yüzünden sağlıklı akıl yürütmeyi yapamaz ve yanlış alarma karşı koyamaz. Bu alarm sırasında sinemada, alışveriş yaparken veya arkadaşlarınızla sohbet ederken aniden korkunç bir his ile kalbiniz deli gibi çarpmaya, nefes alamamaya, terleyip titremeye başlarsınız, o anda  “Çıldıracağım”, “ölüyorum ” bana neler oluyor? diye düşünüyorsanız, çıldırmadığınızdan emin olabilirsiniz. Korkmayın! '' PANİK ATAK'' geçiriyorsunuz. Atak geçirenlerin büyük bölümü yaşamlarında artık hiç kaygı ve korku duymamayı isterler ancak bu gerçekçi bir beklenti değildir.  Ayrıca, belirli düzeyde kaygı ve korkunun yaşamamızı sürdürmemiz açısından önemli işlevleri vardır.

Panik Atak/Bozukluk nedir?
Panik Atak ile Panik Bozukluk aynı şey değildir. Basitçe tanımlayacak olursak Panik Atak aniden beklenmedik bir anda herhangi bir yerde ortaya çıkabilen kısa süreli ve yoğun bir korku kuşatmasıdır. Panik Atak hemen hemen herkesin hayatının belli dönemlerinde bir defa yaşadığı bir durumdur. Panik Bozukluk ise; Tekrarlayan ani panik ataklar ve başka ataklar olacağına dair sürekli kaygılı olma halidir, atak yokken bile kalp krizi geçirme endişesi ya da aklını kaybetme korkusu barındırır; ayrıca ''atak geçireceğim'' korkusuyla gündelik hayatta da birçok şeyden kaçınma durumu varsa Panik Bozukluktan bahsedebiliriz. Medyada ve toplumda daha basit ve pratik olduğu için “Panik Bozukluk” yerine “Panik Atak” terimi kullanılmaktadır.

Panik Atak belirtileri;
Aşağıdaki belirtilerden en az 4 tanesi aynı anda hissedilerek bir sıkıntı/bunaltı anı yaşanıyorsa; Panik Atak'tan bahsedilebilir.
1. Çarpıntı
2 Terleme
3. Titreme ya da sarsılma
4. Nefes darlığı ya da boğuluyormuş gibi olma, soluğun kesilmesi
5. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma
6. Bulantı ya da karın ağrısı
7. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
8. Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
9. Ölüm korkusu
10. Uyuşma ya da karıncalanma hissetme
11. Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

Ayrıca, başka ataklar yaşayacağına dair sürekli endişe duyma, atakların sonuçlarına ilişkin sürekli korku duyma (kalp krizi, felç geçirme gibi). Panik Atak sırasında belirti sayısı sıklaştıkça ve yoğunlaştıkça kişi kendisini atak sonrası daha bitkin ve yılgın hisseder.

Panik  bozukluk kimlerde görülür?
Panik Bozukluk kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha sık görülür. Genellikle 20’li yaşlardan itibaren her yaş gurubunda ortaya çıkabilir. Şehir yaşamında kırsal bölgelere göre daha sık görülmektedir. Yapılan çalışmalarda, eğitim düzeyiyle panik bozukluğu arasında direkt bir ilişki saptanmamıştır.  Daha çok içe dönük (duygu ve düşüncelerini dışarıya yeterince yansıtmayanlarda), mükemmeliyetçi, sürekli baskı altında ve rekabet içinde olanlarda, sosyal fobik ve kaçıngan kişilik yapılarında daha çok rastlanmaktadır. Ayrıca sürekli verici olmak, hayır diyememek de önemli nedenlerden biridir. Aşırı hırslı ve başarı ile beslenenlerde,  birinci derecedeki akrabalarında panik ya da kaygı bozukluğu olanlarda bu rahatsızlığın görülme olasılığı daha fazladır.

Panik bozuklukta görülen düşünce içeriği nasıldır?
Kişi kaygısını kontrol edemeyeceğine ve bu kaygının kendiliğinden yok olmayacağına inandığı an  bilişsel çarpıtmalar (yaşanılan olayı zihinde yanlış yorumlama) başlar.
·        Olası kötü sonuçları abartma: Kişi kötü ya da tehlikeli bir olayın gerçekleşme ihtimalini abartır ve bunun gerçek olduğunu düşünür. Ör: Atak sırasında kişi ''Sanırım göğsümdeki ağrı benim kalp krizi geçirdiğimin bir işareti'' diye düşünebilir.
·        Felaketleştirme: Olabilecek en kötü senaryo kurgulanır ve bu düşünceler “ya ….olursa?” gibi düşüncelere dönüşür. Ör: ''Aniden ölürsem çocuklarım  perişan olur''.
·        Her şeyi ne olursa olsun kontrol altında tutma ihtiyacı: ''Panik Ataklarımı kontrol altında tutmalıyım, kontrolümü yitirirsem çıldırırım''.
·        Mükemmeliyetçilik: Her şeyi siyah ya da beyaz görür. ''Çevremdeki herkes başarılı  benim Panik Atağım olmasaydı bende çevremdekiler gibi çok başarılı olurdum''
·        Duyguları ve duyumları kanıt olarak görme: '' Korkuyorum, galiba kötü bir şeyler olacak''.

Nasıl tedavi edilir?
Panik Atak sürdükçe kişi kendine olan güvenini yitirmeye başlar ve bununla birlikte benlik saygısında da  azalma başlar. Dolayısıyla kişi gündelik yaşamdaki etkinliklerini kısıtlar. İş yaşamı, toplumsal yaşam, sosyal aktiviteler başta olmak üzere birçok alanda işlevsellik düzeyinde düşmeler/bozulmalar olur. Pekiyi, bozulan bu yaşam kalitesini düzeltmek mümkün mü? Elbette.
Kişinin psikoloğu ve psikiyatristi ile kuracağı iyi bir ittifak sonucu uygulanacak olan Bilişsel Davranışçı terapi  teknikleri (Panik Atak ile başa çıkmadaki en etkili yöntem psikoterapidir) nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri, gerekli doz ve sürede uygulanacak ilaç tedavilerini  içeren çok yönlü yaklaşım oldukça etkilidir. Alınacak yardım sonucu Panik Atak kesinlikle kontrol altına alınabilir ve zamanla kişi Panik Atağı tamamen hayatından çıkarabilir. Terapiye istekli ve azimli olunduğu takdirde Panik Atak ile yaşamak kader olmaktan çıkar.

Hedef Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi

Uzm. Psk. Nurten Yıldırım Sancak




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder