Panik Atak olarak bilinen ve asıl adı Panik
Bozukluk olan psikolojik rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığa; son yıllarda
yaygınlaşması nedeniyle modern toplum hastalığı da denmektedir. Büyük
şehirlerde yaşanan rekabet, kişiler arası ilişkilerdeki yapaylık, trafik,
terör, doğal afetler, göç, büyük binalar, yer altına inen metro gibi modern
çağın hızlı ve büyük toplu taşıma araçları, eğitim sorunları, geçim sorunları
vs… Bütün bu saydığımız sorunlar insanlardaki kaygı düzeyini arttırıyor,
dolayısıyla Panik Bozukluk için zemin hazırlıyor.
Panik Bozukluğun en korkutucu tarafı, kişinin
kontrolünün elinden kayıp gittiği düşüncesidir. Kişi yaşadığı atağın “yanlış alarm” olduğunun farkında
olabilir ancak kişi o anda yaşadığı korkutucu semptomlar ve düşünceler yüzünden
sağlıklı akıl yürütmeyi yapamaz ve yanlış alarma karşı koyamaz. Bu alarm
sırasında sinemada, alışveriş yaparken veya arkadaşlarınızla sohbet ederken
aniden korkunç bir his ile kalbiniz deli gibi çarpmaya, nefes alamamaya,
terleyip titremeye başlarsınız, o anda
“Çıldıracağım”, “ölüyorum ” bana neler oluyor? diye düşünüyorsanız,
çıldırmadığınızdan emin olabilirsiniz. Korkmayın! '' PANİK ATAK''
geçiriyorsunuz. Atak geçirenlerin büyük bölümü yaşamlarında artık hiç kaygı ve
korku duymamayı isterler ancak bu gerçekçi bir beklenti değildir. Ayrıca, belirli düzeyde kaygı ve korkunun
yaşamamızı sürdürmemiz açısından önemli işlevleri vardır.
Panik Atak/Bozukluk nedir?
Panik Atak ile Panik Bozukluk aynı şey değildir.
Basitçe tanımlayacak olursak Panik Atak aniden beklenmedik bir anda herhangi
bir yerde ortaya çıkabilen kısa süreli ve yoğun bir korku kuşatmasıdır. Panik
Atak hemen hemen herkesin hayatının belli dönemlerinde bir defa yaşadığı bir
durumdur. Panik Bozukluk ise; Tekrarlayan ani panik ataklar ve başka ataklar
olacağına dair sürekli kaygılı olma halidir, atak yokken bile kalp krizi
geçirme endişesi ya da aklını kaybetme korkusu barındırır; ayrıca ''atak
geçireceğim'' korkusuyla gündelik hayatta da birçok şeyden kaçınma durumu varsa
Panik Bozukluktan bahsedebiliriz. Medyada ve toplumda daha basit ve pratik
olduğu için “Panik Bozukluk” yerine “Panik Atak” terimi kullanılmaktadır.
Panik Atak belirtileri;
Aşağıdaki belirtilerden en az 4 tanesi aynı anda
hissedilerek bir sıkıntı/bunaltı anı yaşanıyorsa; Panik Atak'tan
bahsedilebilir.
1. Çarpıntı
2 Terleme
3. Titreme ya da sarsılma
4. Nefes darlığı ya da boğuluyormuş gibi olma,
soluğun kesilmesi
5. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma
6. Bulantı ya da karın ağrısı
7. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da
bayılacakmış gibi olma
8. Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
9. Ölüm korkusu
10. Uyuşma ya da karıncalanma hissetme
11. Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
Ayrıca, başka ataklar yaşayacağına dair sürekli
endişe duyma, atakların sonuçlarına ilişkin sürekli korku duyma (kalp krizi,
felç geçirme gibi). Panik Atak sırasında belirti sayısı sıklaştıkça ve
yoğunlaştıkça kişi kendisini atak sonrası daha bitkin ve yılgın hisseder.
Panik
bozukluk kimlerde görülür?
Panik Bozukluk
kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha sık görülür. Genellikle
20’li yaşlardan itibaren her yaş gurubunda ortaya çıkabilir. Şehir yaşamında
kırsal bölgelere göre daha sık görülmektedir. Yapılan çalışmalarda, eğitim
düzeyiyle panik bozukluğu arasında direkt bir ilişki saptanmamıştır. Daha çok içe dönük (duygu ve düşüncelerini
dışarıya yeterince yansıtmayanlarda), mükemmeliyetçi, sürekli baskı altında ve
rekabet içinde olanlarda, sosyal fobik ve kaçıngan kişilik yapılarında daha çok
rastlanmaktadır. Ayrıca sürekli verici olmak, hayır diyememek de önemli
nedenlerden biridir. Aşırı hırslı ve başarı ile beslenenlerde, birinci derecedeki akrabalarında panik ya da
kaygı bozukluğu olanlarda bu rahatsızlığın görülme olasılığı daha fazladır.
Panik bozuklukta görülen düşünce içeriği
nasıldır?
Kişi kaygısını kontrol edemeyeceğine ve bu
kaygının kendiliğinden yok olmayacağına inandığı an bilişsel çarpıtmalar (yaşanılan olayı zihinde
yanlış yorumlama) başlar.
·
Olası
kötü sonuçları abartma: Kişi kötü ya da tehlikeli bir olayın gerçekleşme
ihtimalini abartır ve bunun gerçek olduğunu düşünür. Ör: Atak sırasında kişi
''Sanırım göğsümdeki ağrı benim kalp krizi geçirdiğimin bir işareti'' diye
düşünebilir.
·
Felaketleştirme:
Olabilecek en kötü senaryo kurgulanır ve bu düşünceler “ya ….olursa?” gibi
düşüncelere dönüşür. Ör: ''Aniden ölürsem çocuklarım perişan olur''.
·
Her
şeyi ne olursa olsun kontrol altında tutma ihtiyacı:
''Panik Ataklarımı kontrol altında tutmalıyım, kontrolümü yitirirsem
çıldırırım''.
·
Mükemmeliyetçilik: Her
şeyi siyah ya da beyaz görür. ''Çevremdeki herkes başarılı benim Panik Atağım olmasaydı bende
çevremdekiler gibi çok başarılı olurdum''
·
Duyguları
ve duyumları kanıt olarak görme: '' Korkuyorum, galiba kötü bir şeyler olacak''.
Nasıl tedavi edilir?
Panik Atak sürdükçe kişi kendine olan güvenini
yitirmeye başlar ve bununla birlikte benlik saygısında da azalma başlar. Dolayısıyla kişi gündelik
yaşamdaki etkinliklerini kısıtlar. İş yaşamı, toplumsal yaşam, sosyal
aktiviteler başta olmak üzere birçok alanda işlevsellik düzeyinde
düşmeler/bozulmalar olur. Pekiyi, bozulan bu yaşam kalitesini düzeltmek mümkün
mü? Elbette.
Kişinin psikoloğu ve psikiyatristi ile kuracağı
iyi bir ittifak sonucu uygulanacak olan Bilişsel Davranışçı terapi teknikleri (Panik Atak ile başa çıkmadaki en
etkili yöntem psikoterapidir) nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri, gerekli
doz ve sürede uygulanacak ilaç tedavilerini
içeren çok yönlü yaklaşım oldukça etkilidir. Alınacak yardım sonucu
Panik Atak kesinlikle kontrol altına alınabilir ve zamanla kişi Panik Atağı
tamamen hayatından çıkarabilir. Terapiye istekli ve azimli olunduğu takdirde
Panik Atak ile yaşamak kader olmaktan çıkar.
Hedef
Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi
Uzm.
Psk. Nurten Yıldırım Sancak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder