12 Şubat 2013

Evlilik Aşkı Öldürür mü?

Evlilik Aşkı Öldürür mü?
Evlilik yalnızca aşk ile yürüyebilecek bir ilişki biçimi değildir. Birçok sorumluluk ile birlikte insan yaşamına girer. Bu yeni yaşantı ile çiftler birdenbire çocuk, yeni akrabalar, ekonomik sorunlar, karşılıklı yeni beklentiler ile yüz yüze kalırlar. Bir de bunlara kültür farkı, ekonomik sorunlar eklenince hayal kırıklıkları başlar. Bu süreç ile baş edilmediği takdirde aşk yaralanır ve toparlanmazsa yavaş yavaş bitiş süreci başlar.
Aşkın en yoğun olduğu dönemde insanın muhakeme yeteneğinde zaman zaman bozulmalar meydana gelebiliyor. “Biz çok seviyoruz, her şeyin üstesinden geliriz” gibi çokta gerçekçi olmayan bakış açısıyla evlilik konusunda acele edilir. Aşkın en yoğun yaşandığı dönemde alınan kararlar bu yüzden çok gerçekçi olmayabilir. Birçok aşk evlilik sürecinde biter, burada suç evlilik de değildir. İnsanlar aşkın tozunun, dumanının yatışmasına izin vermeden, birbirlerini yeterince tanımadan, birbirlerinden ne beklediklerini konuşmadan yaptıkları evlilikler; hem aşkın, hem de evliliğin sonunu getirme potansiyelini taşır. Evlilik birlikte çok uzun bir yolculuğa çıkmaktır. Elbette ki insanın kendisine yüzde yüz uyan birisini bulması mümkün değildir. Önemli olan mümkün olduğu kadar ortak noktada buluşabiliyor olmaktır.
Kadın ve erkeğin beklentilerinin birbirleri ile uyuşup uyuşmadığı, evliliğin uyumunu belirler. Beklentiler birbirine ne kadar yakınsa uyum ve ahenk o kadar kolaylaşır. Eşlerin dünyaya, hayata, kültürel değerlere, aileye …….vs bakış açıları farklılaştıkça evlilikten beklentiler de farklılaşır ve ortada buluşmak çok da kolay olmaz.
Aşıkların amacı birbirlerine kavuşma ve daima mutlu yaşamayı arzu etmek olduğuna göre yukarıdaki kriterlere dikkat ederek kendilerine ve ilişkilerine biraz zaman tanımak gerekir. Aradan zaman geçtikçe ilk dönemlerdeki o heyecan elbette biraz yavaşlar. O şiddetli duygunun yerini sevgi alır. Aşkın devamı sevgidir.
Aşk biraz bencildir. Çünkü aşk da kişi sevdiği hep yanında olsun, hep kendisiniz olsun ister asla paylaşmak istemez. Kişiyi kısıtlar, geliştirmez ama bu gönüllü bir durumdur. Sevgi ise paylaşımdır, güvendir her iki tarafı özgürleştirir ve geliştirir. Aşktaki gibi kaybetme korkusu yoktur. Sevgi insan da her an paranoyak gelgitler yaşatmaz. Dingindir, sıcaktır. Değişimden korkmaz çünkü kendine güvenir, değişimi şans olarak görür bu da heyecan vericidir.
Aşık olmak sonrasında sevgiye ulaşmak ve ilişkiyi sürdürebilmek için duygusal derinliğe ve belli bir olgunluğa sahip olmak gerekir.

 

3 yorum:

  1. Yazınızı beğendim, keşke biraz daha uzun olsaydı. Umarım ilişkiler ve evlilik üzerine başka yazılarınız da olur. Ne bileyim mesela genel olarak çiftler hakkında yazı yayınlarsanız güzel olurdu. Ben fikrimi söylemeden edemeyecem. Aşk zamanla zaten değişiyor, eriyor ve yerine başka şeyler bırakıyor. Yani evliliğin aşkın bitmesinde bir suçu yok. Mühim olan aşk bittiğinde elimizde ne kaldığıdır. Çiftlerin arasında sevgi ve saygı kalmamışsa, aşk kalsa ne farkeder ki. Eşimin de dediği gibi, aşk bir futbol liginin ilk 2-3 maçı gibidir. Büyük bir coşkuyla başlarsınız lige fakat daha oynayacak çok maç var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son iki cümlenize bayıldım aha haahh :) Eşinizin evliliği futbol ligine benzetmesi çok hoş yaa. güzel benzetme..

      Sil
  2. Teşekkür ederiz. Önerinizi dikkate alacağız.

    YanıtlaSil