Anne ve babalar çocuklarının önce yürümelerini sonra
konuşmalarını heyecanla beklerler. Bu gelişim aşamaları tamamlandıktan sonra
ise sırada bu becerileri edinmiş, yani artık çevresini keşif için yeterli
donanıma sahip ve dolayısıyla deneyip yanılarak, kırıp dökerek, düşüp kalkarak,
etrafındakilerin sınırlarını zorlayarak, son sürat ‘öğrenme’ aşkı ile yanıp
tutuşulan bir dönem vardır.
Çocukların gelişimi için gerekli, ancak anne ve babalar için
oldukça yorucu olan bu süreci bebeğin-çocuğun kendini ve dünyayı keşif evresi
olarak tanımlayabiliriz. Ancak bu evre ruhsal, fiziksel ve zihinsel alanlarda
sağlıklı gelişim gösteren hiçbir insan canlısı için tamamlanacak, son bulacak
bir evre değildir.
İşte çocuklar kendi yapabilirliklerini ve etrafı tanımaya
dair çaba sarf ederken, anne babaların ‘inatçı’, ‘yaramaz’, ‘söz dinlemeyen’
gibi etiketlemelerine maruz kalırlar. Bu zorlu dönemi atlatmaya çalışan
ebeveyn de pek tabi haklıdır yakınmalarında, ancak aslen niyetleri kötü
değildir çocukların, sadece talep ve ihtiyaçları farklıdır ve yetişkinlerle
henüz aynı dili konuşamamaktadırlar ve yaşları gereği dürtüseldirler. Yaş
ilerledikçe keşif arzusu dinmez insanın; erteleyebilmeyi öğrenir, dürtüselliği
törpülenir.
Yine de ‘söz dinletebilmek’ten bahsedecek olursak, anne ve babalara ilk ve en önemli tavsiyem KAZANAMAYACAKLARI SAVAŞA GİRMEMELERİDİR! Peki bunun için ön koşullar nedir?
Yine de ‘söz dinletebilmek’ten bahsedecek olursak, anne ve babalara ilk ve en önemli tavsiyem KAZANAMAYACAKLARI SAVAŞA GİRMEMELERİDİR! Peki bunun için ön koşullar nedir?
Öncelikli olarak kendi sınırlarınızı
biliyor olmalısınız.
- ‘Hayır’ dediğinizde çocuğunuz
ağlamaya başlarsa ne kadar dayanabilirsiniz?
- Cevabınızın nedenini
açıklamaya, çocuğunuz ile sohbet etmeye ne kadar zaman ayırabilirsiniz?
- Partneriniz aldığınız
kararlarda size destek olmakta mı?
- İstediğiniz herhangi bir
davranışın ortadan kalkması ve/veya kazandırılması için hayatınız ve evinizde
değişimler gerçekleştirmeniz şart. Hazır mısınız?
Kendi sınırlarınızı keşfettiniz, kendinizi tanıyorsunuz
diyelim. O halde bir markette alışveriş yaparken çocuğunuz bir oyuncağı
tutturduğunda sonradan ağlamasından sıkıldığınız, ağlamasına dayanamadığınız
veya çevredekilerin bakışlarından rahatsız olduğunuz için ilk başta almadığınız
oyuncağı almasına izin vereceğinizi tahmin edebilirseniz, KAZANAMAYACAĞINIZ
SAVAŞA GİRMEMİŞ olursunuz.
Bu gibi durumlarda çocuğunuzun tutturacağını bildiğiniz materyali alabileceğini ya da başka bir senaryoda izinle ilgili bir durum oldu diyelim; x yere gidebileceğini, x yiyeceği yiyebileceğini, o talep etmeden siz sunar - izin verirseniz, çocuğunuz tüm yetki ve gücün size ait olduğu hissiyatını edinmiş olacaktır.
Bu gibi durumlarda çocuğunuzun tutturacağını bildiğiniz materyali alabileceğini ya da başka bir senaryoda izinle ilgili bir durum oldu diyelim; x yere gidebileceğini, x yiyeceği yiyebileceğini, o talep etmeden siz sunar - izin verirseniz, çocuğunuz tüm yetki ve gücün size ait olduğu hissiyatını edinmiş olacaktır.
Bu hissiyatın edinimi hem bundan sonrası için sizin
sınırlarınıza daha uygun davranımlar sergileyecek olmasını sağlar hem de
çocukların erken yaşlarda güçlü ve yıkılmaz anne baba imajını içselleştirerek
güven duygularını pekiştirir.
Söz dinlememekten kastımız sınırları zorlamaktır aslında. Tüm çocuklar, anne baba ve etraflarındaki herkesin sınırlarını zorlarlar. Çünkü ancak bu sayede kendi sınırlarını keşfederler. Nasıl davrandıklarında kabul gördüklerini, sevildiklerini, dışlandıklarını, ilgi çektiklerini bu yolla öğrenirler. Dolayısıyla anahtar başlıklar şu şekilde sıralanabilir:
Söz dinlememekten kastımız sınırları zorlamaktır aslında. Tüm çocuklar, anne baba ve etraflarındaki herkesin sınırlarını zorlarlar. Çünkü ancak bu sayede kendi sınırlarını keşfederler. Nasıl davrandıklarında kabul gördüklerini, sevildiklerini, dışlandıklarını, ilgi çektiklerini bu yolla öğrenirler. Dolayısıyla anahtar başlıklar şu şekilde sıralanabilir:
- Çocuğunuzun sergilemesini
istemediğiniz davranışlarını görmeyin; ilginizi bu yolla çekebildiğini
keşfetmesine izin vermeyin.
- ‘Ceza’ da istenmeyen davranışa
karşı gösterilen ilgiyi hissettirir çocuklara, dolayısıyla cezadan
kaçının.
- Çocuğunuzun kazanmasını
istediğiniz davranışı pekiştirin. Ama öncelikle model olun.
- Bireysel olarak karar ve
davranımlarınızda tutarlı olun. Bugün ‘hayır’ dediğinize yarın ‘evet’
demeyin. Mutlaka ilk ‘hayır’dan sonra sizi deneyecektir.
Her çocuk sınırları zorlamalıdır. Her denileni yapan, karşı
çıkmayan, tanımadığı objelere dokunup onları yanlışlıkla kırmayan çocuk hayata
daha geç adım atar bir anlamda. Sınırları zorlayan merak eden, araştıran, anne
babasından ayrışabilen çocuktur. Ancak sınırları zorlarken çocukların anne
babalarını yıkıp geçmeye değil, onların dimdik ayakta kalıp kendilerini
durdurabilmelerine ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır.
Çocukların sınırları zorlamalarını, her denileni yapmamalarını normal karşılamalı, ancak son kararın sizin yetkiniz dahilinde alınacağını onlara hissettirmelisiniz.
Çocukların sınırları zorlamalarını, her denileni yapmamalarını normal karşılamalı, ancak son kararın sizin yetkiniz dahilinde alınacağını onlara hissettirmelisiniz.
Söz dinlemek, genel kurallara uyumu
da içerir. Bu gibi durumlarda işinizi kolaylaştırmak için küçük yaşlardan
itibaren çocuğunuzla ilgili bir düzen oluşturun.
- Yemek saati,
- Yemek yenilecek yer,
- 1 ay içerisinde alabileceğiniz
hediye miktarı,
- Atıştırmalıkların neler
olabileceği, ne zaman yenebileceği
- Teknoloji ürünlerin kullanım
koşulları
- Okul başladıktan sonra düzenli
olarak okula devam gibi konularda kurallar belirleyin.
Eviniz, aileniz içerisinde erken yıllar itibarıyla
kemikleştirdiğiniz bu düzen ileriki yıllarda daha soyut mevzular gündeme
geldiğinde karşıt gelme davranışı sergileyecek olsa dahi çocuğunuz, son sözü
sizin söyleyecek olmanıza hazır olacak ve yaşanacak krizi en hafif hali ile
atlatmanıza yardımcı olacaktır. Çünkü sizin kural koymaya ve kurallarınızı
uygulatmaya antrenmanlı olmanızla birlikte, çocuğunuz da düzene çoktan ayak
uydurmuş olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder