25 Mayıs 2013

Çocuğuma Söz Geçiremiyorum !


Anne ve babalar çocuklarının önce yürümelerini sonra konuşmalarını heyecanla beklerler. Bu gelişim aşamaları tamamlandıktan sonra ise sırada bu becerileri edinmiş, yani artık çevresini keşif için yeterli donanıma sahip ve dolayısıyla deneyip yanılarak, kırıp dökerek, düşüp kalkarak, etrafındakilerin sınırlarını zorlayarak, son sürat ‘öğrenme’ aşkı ile yanıp tutuşulan bir dönem vardır.

Çocukların gelişimi için gerekli, ancak anne ve babalar için oldukça yorucu olan bu süreci bebeğin-çocuğun kendini ve dünyayı keşif evresi olarak tanımlayabiliriz. Ancak bu evre ruhsal, fiziksel ve zihinsel alanlarda sağlıklı gelişim gösteren hiçbir insan canlısı için tamamlanacak, son bulacak bir evre değildir.
İşte çocuklar kendi yapabilirliklerini ve etrafı tanımaya dair çaba sarf ederken, anne babaların ‘inatçı’, ‘yaramaz’, ‘söz dinlemeyen’ gibi etiketlemelerine maruz kalırlar. Bu zorlu dönemi atlatmaya çalışan ebeveyn de pek tabi haklıdır yakınmalarında, ancak aslen niyetleri kötü değildir çocukların, sadece talep ve ihtiyaçları farklıdır ve yetişkinlerle henüz aynı dili konuşamamaktadırlar ve yaşları gereği dürtüseldirler. Yaş ilerledikçe keşif arzusu dinmez insanın; erteleyebilmeyi öğrenir, dürtüselliği törpülenir.

Yine de ‘söz dinletebilmek’ten bahsedecek olursak, anne ve babalara ilk ve en önemli tavsiyem KAZANAMAYACAKLARI SAVAŞA GİRMEMELERİDİR! Peki bunun için ön koşullar nedir?
Öncelikli olarak kendi sınırlarınızı biliyor olmalısınız.
  • ‘Hayır’ dediğinizde çocuğunuz ağlamaya başlarsa ne kadar dayanabilirsiniz?
  • Cevabınızın nedenini açıklamaya, çocuğunuz ile sohbet etmeye ne kadar zaman ayırabilirsiniz?
  • Partneriniz aldığınız kararlarda size destek olmakta mı?
  • İstediğiniz herhangi bir davranışın ortadan kalkması ve/veya kazandırılması için hayatınız ve evinizde değişimler gerçekleştirmeniz şart. Hazır mısınız?
Kendi sınırlarınızı keşfettiniz, kendinizi tanıyorsunuz diyelim. O halde bir markette alışveriş yaparken çocuğunuz bir oyuncağı tutturduğunda sonradan ağlamasından sıkıldığınız, ağlamasına dayanamadığınız veya çevredekilerin bakışlarından rahatsız olduğunuz için ilk başta almadığınız oyuncağı almasına izin vereceğinizi tahmin edebilirseniz, KAZANAMAYACAĞINIZ SAVAŞA GİRMEMİŞ olursunuz.

Bu gibi durumlarda çocuğunuzun tutturacağını bildiğiniz materyali alabileceğini ya da başka bir senaryoda izinle ilgili bir durum oldu diyelim; x yere gidebileceğini, x yiyeceği yiyebileceğini, o talep etmeden siz sunar - izin verirseniz, çocuğunuz tüm yetki ve gücün size ait olduğu hissiyatını edinmiş olacaktır.
Bu hissiyatın edinimi hem bundan sonrası için sizin sınırlarınıza daha uygun davranımlar sergileyecek olmasını sağlar hem de çocukların erken yaşlarda güçlü ve yıkılmaz anne baba imajını içselleştirerek güven duygularını pekiştirir.

Söz dinlememekten kastımız sınırları zorlamaktır aslında. Tüm çocuklar, anne baba ve etraflarındaki herkesin sınırlarını zorlarlar. Çünkü ancak bu sayede kendi sınırlarını keşfederler. Nasıl davrandıklarında kabul gördüklerini, sevildiklerini, dışlandıklarını, ilgi çektiklerini bu yolla öğrenirler. Dolayısıyla anahtar başlıklar şu şekilde sıralanabilir:
  • Çocuğunuzun sergilemesini istemediğiniz davranışlarını görmeyin; ilginizi bu yolla çekebildiğini keşfetmesine izin vermeyin.
  • ‘Ceza’ da istenmeyen davranışa karşı gösterilen ilgiyi hissettirir çocuklara, dolayısıyla cezadan kaçının.
  • Çocuğunuzun kazanmasını istediğiniz davranışı pekiştirin. Ama öncelikle model olun.
  • Bireysel olarak karar ve davranımlarınızda tutarlı olun. Bugün ‘hayır’ dediğinize yarın ‘evet’ demeyin. Mutlaka ilk ‘hayır’dan sonra sizi deneyecektir.
Her çocuk sınırları zorlamalıdır. Her denileni yapan, karşı çıkmayan, tanımadığı objelere dokunup onları yanlışlıkla kırmayan çocuk hayata daha geç adım atar bir anlamda. Sınırları zorlayan merak eden, araştıran, anne babasından ayrışabilen çocuktur. Ancak sınırları zorlarken çocukların anne babalarını yıkıp geçmeye değil, onların dimdik ayakta kalıp kendilerini durdurabilmelerine ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır.

Çocukların sınırları zorlamalarını, her denileni yapmamalarını normal karşılamalı, ancak son kararın sizin yetkiniz dahilinde alınacağını onlara hissettirmelisiniz.
Söz dinlemek, genel kurallara uyumu da içerir. Bu gibi durumlarda işinizi kolaylaştırmak için küçük yaşlardan itibaren çocuğunuzla ilgili bir düzen oluşturun.
  • Yemek saati,
  • Yemek yenilecek yer,
  • 1 ay içerisinde alabileceğiniz hediye miktarı,
  • Atıştırmalıkların neler olabileceği, ne zaman yenebileceği
  • Teknoloji ürünlerin kullanım koşulları
  • Okul başladıktan sonra düzenli olarak okula devam gibi konularda kurallar belirleyin.

Eviniz, aileniz içerisinde erken yıllar itibarıyla kemikleştirdiğiniz bu düzen ileriki yıllarda daha soyut mevzular gündeme geldiğinde karşıt gelme davranışı sergileyecek olsa dahi çocuğunuz, son sözü sizin söyleyecek olmanıza hazır olacak ve yaşanacak krizi en hafif hali ile atlatmanıza yardımcı olacaktır. Çünkü sizin kural koymaya ve kurallarınızı uygulatmaya antrenmanlı olmanızla birlikte, çocuğunuz da düzene çoktan ayak uydurmuş olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder