Kendini çok ön plana çıkaran kendini çok önemseyen, hep
takdir ve ilgi bekleyen ayrıca imtiyazlı olduğuna inanan, özel muamele
bekleyen, kendini büyük görme tavırlarının önde gittiği bir kişilik
bozukluğudur. Bu kişiler kendilerini ön plana çıkaran konulara odaklanırlar.
Patolojik narsisizmi olan kişilerin başkalarını sevebilme yetenekleri yoktur.
Karşısındaki insanın istek, gereksinim ve duyguları onlar için önemli değildir.
Kendini daha değerli hissetmek için karşısındakini yok saymak,
değersizleştirmek ve onu
önemsememek onların davranış biçimidir. Bundan beslenirler. Patolojik narsizmi olan kişiler kendini herkesten farklı, üstün gören, beğenen bir insan profili çizer demiştik! Ancak bu yalnızca onların dışarıya yansıttıkları görüntüdür. Bu insanlar daha derinlerde kendilerini değersiz hisseden kişilerdir. Bu kişilerde büyüklenmecilik vardır. Bu büyüklenmecilik abartılı, gerçekçi olmayan, içi boş kendine güvenden yoksundur. Kendini değersiz hisseden kişi başkalarını da değersizleştirerek bundan kurtulmaya çalışır. Ayrıca bu kişiler eleştiriye aşırı duyarlıdırlar. En ufak eleştirilme, başarısızlık, küçük düşme karşısında büyük bir öfke ile karşılık verirler.
önemsememek onların davranış biçimidir. Bundan beslenirler. Patolojik narsizmi olan kişiler kendini herkesten farklı, üstün gören, beğenen bir insan profili çizer demiştik! Ancak bu yalnızca onların dışarıya yansıttıkları görüntüdür. Bu insanlar daha derinlerde kendilerini değersiz hisseden kişilerdir. Bu kişilerde büyüklenmecilik vardır. Bu büyüklenmecilik abartılı, gerçekçi olmayan, içi boş kendine güvenden yoksundur. Kendini değersiz hisseden kişi başkalarını da değersizleştirerek bundan kurtulmaya çalışır. Ayrıca bu kişiler eleştiriye aşırı duyarlıdırlar. En ufak eleştirilme, başarısızlık, küçük düşme karşısında büyük bir öfke ile karşılık verirler.
O çok güven dolu karizmatik duruşun ve davranışın altında
aslında ciddi bir güvensizlik yatmaktadır. Onlar toplum içinde lafa sürekli
“ben” diye başlayan kişilerdir. Öte yandan başkalarının ne düşündüğü onlar için
pek de önemli değildir. Savunmaları ise “saklayacakları bir şeylerinin
olmadığıdır.” Bazı narsistler, kendisiyle ilişkide olan insanların
“onurlandırıldığını” bile düşünürler. Ayrıca bu kişiler kendilerini düş
kırıklığına uğratanların düşüncelerini ve değerlendirmelerini önemsiz ve
değersiz bulurlar. Bu bozukluğu olan kişiler hep poh pohlanmak, beğenilmek
isterler. Benlik saygıları kırılgandır. Sürekli olarak yaptıkları şeyleri ne
kadar iyi yaptıklarını başkalarının kendilerini ne kadar beğendiği, değer
verdiğini anlatır dururlar.
Narsisistik Kişilik Bozukluğunun Sebepleri:
Birçok kişilik bozukluğunda olduğu gibi sebepleri
çokludur. Genetik, kültürel, eğitim,
anne-baba tutumları gibi. Anne-baba kökenine baktığımızda aşırı destekleyen
aşırı poh pohlayan kendi beklentilerini çocuğa yükleyen anneyi görürüz. Annenin
tersine, Uzak, soğuk, dışlayıcı veya olmayan bir baba söz konusudur. Çocuk
adeta iki kutup arasında kalmış gibidir. Bir taraf çocuğun egosunu çok
desteklemekte bir taraf ise egoyu çok yaralamaktadır. Yukarıda da değindiğim
gibi bütün bunlarla birlikte karakter, genetik faktörler ile diğer kültürel
faktörlerde bu kişilik bozukluğunun gelişiminde rol oynayabilirler. Öte yandan;
psikodinamik yaklaşım ise narsisizmin temelinde çocukluk çağında yaşanan
birtakım travmaların örneğin: ebeveyn yokluğu, ihmal, eleştiri vs..nin
patolojik narsisizmin gelişmesine neden olduğunu söyler.
Narsisistik Kişilik Bozukluğunun Tanı Ölçütleri:
Amerikan Psikiyatri Birliğinin DSM-IV tanı ölçütlerine göre
narsisistik kişilik bozukluğu denebilmesi için aşağıda verilen kişilik
özelliklerinin en az beşinin bulunması gerekmektedir.
1. Kendisinin
çok önemli olduğu duygusunu taşır. ( Başarılarını ve yeteneklerini abartır
yeterli başarı göstermeksizin üstün biri olarak bilinmeyi bekler.)
2. Sınırsız
başarı, güç zeka, güzellik yada kusursuz sevgi düşlemleri üzerine kafa yorar.
3. “Özel” ve eşi bulunmaz biri olduğuna ve ancak başka
özel ya da toplumsal durumu üstün kişilerin (ya da kurumların) kendisini
anlayabileceğine yada ancak onlarla arkadaşlık etmesi gerektiğine inanır.
4. Çok
beğenilmek ister.
5. Hak
kazandığı duygusu vardır: Kendisinin özellikle, kayrılacak olduğu bir tedavi
biçiminin uygulanacağı beklentileri ya da bu beklentilerine göre uyum gösterme.
6. Kişiler
arası ilişkileri kendi çıkarları için kullanır: Kendi amaçlarına ulaşmak için
başkalarının zayıf yanlarını kullanır.
7. Empati
yapamaz: Başkalarının duygularını ve gereksinimlerini tanıyıp, tanımlama
konusunda isteksizdir.
8. Çoğu
zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
9. Küstah,
kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergiler. Eleştirilere karşı öfke,
utanç veya küçük düşme tepkisi gösterirler.
Çevre ile İlişkileri
Kişilik bozukluğu ne kadar ağırsa iç görü o kadar azdır.
Kişi hiçbir geri bildirimi kabul etmez. Kendini haklı, üstün, ayrıcalıklı
görür. Narsistlerin genellikle bir özelliği olur ya güzel/yakışıklı ya da
zengin/zeki, ya atletik vs dirler. Herhangi bir konuda hünerli büyümüşlerdir. Sabırsız, bilgiçlik taslayan ve ukaladırlar. Bu kişilerin şöyle
temel inançları vardır. ''Ben üstün ve özellikleri olan bir insanım'''
başkalarının koyduğu kurallara uymama gerek yoktur''. Dolayısıyla ilişkilerde
sömürgen ve başkalarını kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmezler. Diğer
insanların sıkıntısını hissetmediği için kendilerini durduracak mekanizmaları
yoktur. Bu yüzden ilişki problemlerine bu insanlarda çok sık rastlanır.
Narsistlerin evlilik ilişkisi, hep almak ama vermemek esasına dayanır. Eşlerini
de sömürürler, anlamazlar ama anlaşılamadıklarını düşünürler. İlginç olan ise
partneri ( karısı veya kocası) artık illallah deyip kendisini terk ettiğinde,
çok aciz adeta acınacak duruma düşerler. Çünkü kendisini korumak için kurduğu o
ışıltılı narsisistik yapı yerle bir olur. Ortaya zavallı, yalnız, çaresiz,
bakıma muhtaç küçük bir çocuk çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder