21 Ağustos 2014

AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ



Saldırganlık ve şiddetin ne olduğunu çoğumuz bilir, ancak net bir tanımlama yapmakta güçlük çekeriz.  'Başkalarını incitme niyeti içeren her türlü davranış' tanımı, saldırganlık ve şiddet konularına dair en sade ve net tanımdır. Bir kimse diğerini incitmeyi veya ona zarar vermeyi hedefleyen davranışlar sergiliyorsa, o kişi şiddet uyguluyor demektir.
Ne yazık ki şiddet veya saldırgan davranışlara maruz kaldığımız yaşam alanları hiç de uzağımızda değil. Yapılan araştırmalar saldırgan davranışların büyük çoğunluğunun en yakınımızdaki kişiler tarafından sergilendiği, şiddete dayalı suçların sadece %20’sinin yabancılar tarafından işlendiğini göstermektedir.

Aile içi şiddet fiziksel, ekonomik, sözel, psikolojik ve cinsel şiddet olarak sınıflandırılmaktadır. Bu şiddet türlerini ailenin yetişkin üyeleri birbirlerine ya da çocuklara uyguluyor olabilirler. Hangi türü olursa olsun, şiddet uygulayan ve şiddete maruz kalan yetişkinler ile büyüyen çocukların, bu tabloya maruz kalmayan çocuklara göre ileriki yıllarda ruhsal güçlükler ve de ilişkisel problemler yaşama olasılıkları çok daha yüksektir.
Bilmelisiniz ki, haberi olmadığını düşündüğünüz çoğu durumdan çocuklarınızın farkında olma olasılığı %80’dir!! Yani olumsuz sahnelere tanık olmasalar dahi, ipuçlarını takip ederek, sesleri dinleyerek ve en önemlisi çocuk şiddete maruz kalan ebeveyninin duygularını sezer ve anlar. Yaşı ilerledikçe de yüksek olasılıkla şiddete maruz kalan ebeveynine destek olmaya çalışır.
Şiddete maruz kalma ya da tanık olma hali sonrasında çocuklarda sıklıkla gözlemlenen davranışlar;
  • ağlama krizleri,
  • öfke nöbetleri,
  • anneye yapışma,
  • okul başarısında ciddi düşüş,
  • içe kapanma,
  • saldırganlaşma,
  • evden ayrılmak istememe olarak örneklendirilebilir.

Erken yaşlarda bu gibi olumsuz deneyimler yaşayan çocuklar ebeveynleri ile güvenli bağlanma geliştiremezler.  Dünyada ilk ilişki kurduğu kişilere güvenemeyen çocuk için artık tüm dış dünya tehdit edicidir.  Akran ilişkileri, okul yaşantısı, öğrenme süreci gibi birçok önemli alanda beklenenin aksine olumsuzluklar yaşanabilir. Küçük ve endişeli çocuklar, bugün veya gelecek günlerde;
  • depresyon,
  • kaygı,
  • abartılı korkular
  • uyku problemleri
gibi psikolojik sıkıntılar yaşayabilirler. Bir diğer riskli olasılık ise bu çocukların, akranlarına şiddet uygulama eğilimleridir.
Gelecek yıllarda şiddete maruz kalmaya devam etme ve/veya maruz bırakma adına risk grubunda olan bu çocuklar için erken müdahale çok önemlidir.  Erken müdahale ile şiddetin çocuğun hayatındaki olumsuz izlerin silinmesini ya da hafifletilmesi sağlanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder