28 Ekim 2013

Takıntısı Olan Kişilerin Ortak Özellikleri


Bu konuda sıkıntı yaşayan kişilerin kötü bir şeyler olacağı yönünde kaygıları vardır. Sevdikleri veya kendilerinin başına kötü bir şey geleceği korkusuyla ilgili takıntı yaşarlar. Sık sık kapıyı, pencereyi kontrol eden kişi “ya açık unutursam, birisi içeri girip çocuklarıma veya bana zarar verebilir” ya da yıkanma/el yıkama zorlantısı (kompülsiyonu) olan biri” eğer ellerimi iyi yıkamazsam çocuklarıma/yakınlarıma mikrop bulaştırırım, şeklinde düşünceler ve korkular yaşarlar. Bu kişiler takıntılarının çoğunlukla mantıksız olduğunu bilirler ama yinede kendilerini böyle düşünmekten alıkoyamazlar.

23 Ekim 2013

Takıntı (obsesyon) neden olur?





Yapılan araştırmaları, OKB’yi tek bir sebeple açıklayamayacağımızı söylüyor bize. Ayrıca bu çalışmalar genetik mirasın bu bozuklukta oldukça önemli faktörlerden biri olduğunu söylüyor.
Diğer taraftan yetiştirme tarzı, ailenin tutumu ve kişilik özellikleri de bu bozukluğun ortaya çıkmasında etkilidir. Bu bozuklukla birlikte zaman içinde bu duruma eşlik eden bir takım rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Yapılan çalışmalar, bu bozukluğu yaşayanların üçte birinde depresyon görüldüğünü belirtmiştir. Buna bağlı olarak kişide yorgunluk hissi, kendine güvensizlik, suçluluk hissetme, kaygı gibi  sıkıntılar da görülmektedir.

21 Ekim 2013

TAKINTILAR






Obsesyon Nedir?

Takıntı veya saplantı olarak dilimizde karşılık bulmuştur. Kişinin aklına istemeden gelen, yaşamda belirgin bir sıkıntıya neden olan, saçma olduğunu düşündüğü halde kafasından atamadığı, tekrarlayıcı, sürekli düşünce, dürtü ve hayallerdir. Obsesyon için günlük dilde; şüphe, evham, vesvese ve kuşku gibi kelimelerde kullanılır.
Kompulsiyonlar Nedir?

 Türkçeye  zorlantı olarak çevrilmiştir. Takıntıları baskılamak veya etkisiz hale getirmek için kişinin yapmaktan kendini alıkoyamadığı ve sürekli tekrarlayan eylemlere, denir. Kompulsiyonların bazıları göz ile görülürken (el yıkama, sıraya koyma, kontrol etme gibi) bazıları da zihinde gerçekleşir (sayı sayma, dua etme, sözcükleri sessiz biçimde yineleme gibi).  Kompulsiyonların amacı; obsesyonların ortaya çıkardığı sıkıntıyı azaltmaktır.

7 Ekim 2013

ÇOCUKLARDA DÜZENLİ UYKU NASIL SAĞLANIR?


Çocuklarda düzenli uyku, düzenli beslenme ve bakım ile doğrudan ilişkilidir.  İlk aylardaki bakımın niteliği, sürekliliği ve yumuşaklığı çok önemlidir.  Ailelerin bebeğin veya küçük yaştaki çocuğun düzene alıştırılma evresinde tutarlı davranmaları bu süreci kolaylaştıracaktır.  Unutulmamalıdır ki çocukların belirli bir uyku ve beslenme düzenine sahip olmaları onları daha huzurlu kılmaktadır.  Bu nedenle anne ve babaların kendi alışılagelmiş yaşamlarından fedakârlıkta bulunup çocuk için uygun beslenme ve uyku düzenine göre hareket etmeleri doğru olacaktır.

1 Ekim 2013

UYKU NEDİR?



Uyku karmaşık beyin işlevi ve psikoloji ile ilgili yaşamsal bir durumdur.  Dış etkenlere açık, bireyin duyusal ve içgüdüsel yaşamı ile ilgili gelişimsel bir işlevdir. 
  ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYKU PROBLEMLERİ NELERDİR?
Çocukluk çağında gözlemlenen uyku problemleri gelişimsel dönemlere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Olası problemler genellikle uykuya dalmada güçlük, uykuyu devam ettirememe, yeterli uyku alamama,..v.b olarak sıralanabilir.  Bu gibi uyku bozukluklarına ek olarak hem çocuk hem de bakım verenler için başa çıkması güç olan gece terörü ve kabuslar da göz ardı edilmemelidir.
  UYKU DÜZENİNİN OLUŞUMU NASIL GERÇEKLEŞİR?


Yeni çocuk sahibi olan anne ve babalar kendilerini uykusuz gecelerin beklediğini düşünürler.  Belli bir süre boyunca yeni doğanın sıklıkla (beslenme ihtiyacı dolayısı ile) gece uyanmalarının olacağı doğrudur.  Fakat bebeklerin neredeyse %70’i üçüncü ay sonlarına doğru gece boyunca düzenli uyku alışkanlığı edinmeye başlar.  Dolayısı ile uzun süreli uyku problemlerinin beklenen ve olağan bir durum olarak algılanması ve bebeğin düzenli uyku alışkanlığı için gerekli tutum ve davranışların ebeveyn tarafından sergilenmiyor olması uykusuz gecelerin uzamasına yol açabilir.  Kimi zamanda uykusu düzenli olan bebeklerde/çocuklarda bozulmalar başlayabilir.  Bu gibi değişimler söz konusu olduğunda aile yaşantısına dair günlük işleyişteki değişimler olası nedenler olarak düşünülmelidir. Anne sütü ile birlikte verilmeye başlanan ek gıdalar, bakım veren kişinin değişimi, ikamet edilen konut/oda değişimi, anne/babanın yaşamakta olduğu stres/huzursuzluk, ev içi tartışmalar ve yaşa bağlı olarak okula başlama veya okul değişimi mevcut olan uyku düzeninde sonradan gündeme gelen problemlerin nedenlerine örnek olarak gösterilebilirler.