Doğum kadınlar için en önemli yaşam olaylarında bir
tanesidir, aynı ergenlik veya menopoz gibi. Doğum sonrası aileye yeni katılan
üye ile ailede yeni bir düzen kurulur. Kadınlara doğumu, dolayısıyla anne
olmanın eğlenceli ve keyifli bir süreç olduğu öğretilir. Dolayısıyla çocuk
doğduktan sonraki dönemin hayatlarının en mutlu dönemi olması gerektiğine
inanmışlardır. Diğer taraftan dünyaya bir bebek getirmek, oldukça heyecan
verici bir yaşantı olabileceği gibi, bazı kadınlar bu dönemde bazı duygusal
güçlükler yaşayabilmektedirler. Çünkü bu dönemde
uykusuzluk, yeni rolün verdiği
kafa karışıklığı, stres, bu role alışma sırasındaki kaygılar vs yaşadıkça hayat
bir kabusa da dönüşebilir.
Genel kanıya göre
dünyaya sağlıklı bir bebek getiren anne
için her şey yolundadır. Oysa bugün yapılan araştırmaların bu işin hiç de öyle
olmadığını söylemektedir. Bu araştırmalara göre yeni anne olan bir kadın yoğun
izolasyon ve yalnızlık hissedebilmekte, ayrıca iyi bir anne olabilme
endişesi... vs yüzünden kolayca depresif bir ruh haline girebilmektedir. Bu durum ''doğum sonrası
depresyon'' (PPD) bulgularını, doğumu
takip eden günlerde çokça görülen ‘’Postpartum Blues ya da Lousalık Hüznün’’
den ayırt etmeyi zorlaştırabilir.
Nadiren hamilelikle birlikte başlayabilen lousalık hüznü,
genellikle doğum sonraki ilk iki haftada yaşanan ve yeni annelerin çoğunda
görülse bile geçici bir durumdur. Diğer taraftan doğum sonrası depresyon (PPD)
ise profesyonel yardım almayı gerektiren önemli bir depresyon türüdür.
Doğum Sonrası
(Pospartum) Depresyon Nedir?
PPD, doğumdan sonra ilk yıl içinde görülebilen duygu durum
bozukluğudur. Kaygılı, takıntılı, umutsuz, çaresiz, endişeli ve yalnız hissetme
gibi duygular yoğunluktadır. PPD yaşayan
annelerin bebekleri ile kurdukları ilişkide önemli derecede bozulmalar
görülmektedir. Kendilerine ve bebeklerine zarar verme düşünceleri taşırlar.
Genellikle bebek sahibi olmak, aileye yeni bir üyenin katılması mutluluk verir.
Diğer taraftan anneyi strese sokarak zorlayıcı da olabilir.
Birçok kadın bebeğini kucağına aldıktan sonra hüzün ve kaygı
hissedebilir, zaman zaman ruh halinde değişiklikler, iniş çıkışlar olabilir. Bu
belirtiler genelde 7-10 gün içinde kendiliğinden kaybolur. Doğum sonrası
depresyon, doğum sonrası hüzne göre daha az görülür ve daha ağırdır. Doğumdan
sonraki ilk altı hafta içinde sinsi bir şekilde başlar ve birkaç ay içinde
düzelebilir. Fakat 1-2 yıl sürdüğü de olur.
PPD Nedenleri ?
·
Erken yaşta anne olma: Kaygılar, yeni durum ile
başa çıkama endişeleri, çaresizlik vs.
·
Evlilik ile ilgili sorunlar.
·
Beklenmedik yaşam olayları: Ölüm, ayrılık,
boşanma vs.
·
Kadının ya da eşinin işsiz olması; Düşük gelir
durumunun, bebeğin bakım ve sağlığı ile ilgili kaygılara ve korkulara neden
olması.
·
Sosyal desteğin yetersiz olması: Yakınları
tarafından anne ve bebek yalnız bırakıldığında, annenin yeterince sosyal destek
almadığı zaman kaygı ve korkuların artması.
·
Bebekte sağlık sorunlarının olması.
·
Cinsellik ile ilgili sorunların olması.
·
Planlanmamış hamilelik.
·
Hamilelik öncesi depresyon öyküsü...vs.
Yukarıda sıralanan risk faktörlerinin birden fazla olması
durumda yeni doğum yapmış kadın PPD açısından risk altındadır.
Biyolojik Nedenler:
Buradaki görüş, gebelik döneminde yükselen ‘’östrojen ve progesteron'' hormon
düzeylerinin doğum ile birlikte ani düşmesi depresyonun sebeplerinden
sayılmıştır. Ayrıca, Tiroid bozukluklarının da hamilelik sonrası depresyonda
etkili olduğu söylenmektedir.
PPD Belirtileri:
Yukarıda da bahsettiğim gibi PPD yaşayan anneler yoğun kayıp, yetersizlik, suçluluk ve
takıntılı düşüncelerin varlığından bahsederler. İyi bir anne olamama endişesi,
annelik rolü ile ilgili kaygılar dolayısıyla yalnızlık, çaresizlik... vs
hissederler. Bu yeni durum onlara
oldukça sıkıntı verir. Tüm bu belirtilerin gözlendiği annelerde,
yaşadıkları bu kaygılar ve baş etmekte zorlandıkları sıkıntılar nedeniyle
depresif duruma geçme riskleri
yüksektir.
PPD Yaşayan Anneler;
·
Şiddetli hüzün ya da boşluk duygusu yaşarlar.
·
Kaygı, suçluluk duygusu ve hayatlarının bir daha
normale dönemeyeceği korkusu vardır.
·
Aile, arkadaş ya da keyif veren etkinliklerden
uzak dururlar.
·
Bebeklerini yeterince sevmedikleriyle ya da
bebeğin beslenmesiyle, uykusuyla ilgili endişeler taşırlar.
·
İntihar düşünceleri, kendine veya bebeğe zarar
verme düşünceleri vardır.
·
Endişe, sinirlilik, sıkıntı, bunaltı, durup
dururken ağlamalar görülür.
·
Bebeklerine ihtiyacından daha az şefkat ve ilgi
gösterirler.
·
Günlük işlerini gerçekleştirmekte zorlanırlar.
·
Konsantrasyon güçlüğü, bellek zayıflığı, iştah
değişikliği, uyku sorunları, eleştiriye aşırı duyarlılık gibi problemler
yaşarlar
Yukarıda saydığım belirtiler, doğum sonrasındaki ilk altı
haftada görülmektedir. Genellikle ikinci haftadan sonra başlayarak en az 2
hafta , en çok 1-2 yıl kadar sürebilmektedir.
Doğum Sonrası
Depresyon (PPD) için Kimler Risk Altındadır?
Erken yaşta gebe kalan kadınlarda risk'in %30’larda
olduğu, geçmişte depresyon yaşamış
kadınlarda ise risk'in %25'lere yükseldiği belirtilmektedir. Ayrıca yapılan
çalışmalarda, daha önceki gebeliğinde ''doğum sonrası depresyon'' yaşayan
kadınlarda, yeni doğumlarının ardında ''hüzün bulguları'' varsa, bu kadınlarda
majör depresyon gelişme riski % 85’lere kadar çıktığı belirtilmiştir.
Lousalık Hüznü (
Postpartum Blues ) nedir?
Yapılan araştırmalar Lousalık Hüznünü (Postpartum Blues),
doğum yapmış annelerin % 50-70’inde görüldüğünü söyler. Doğum sonrası birkaç
gün içinde başlayıp en fazla 10 gün sürer ve belirtiler kendiliğinden kaybolur.
Normal sınırlarda olan üzüntü, karamsarlık, bunaltı, sinirlilik, ağlama,
unutkanlık, dikkat dağınıklığı vardır. Yukarıda da gibi söylediğim gibi
kendiliğinden düzelir ve tedaviye gerek kalmaz.
''Doğum sonrası depresyon'' da daha ağır bir tablo vardır .
Annenin kendine veya bebeğe zarar verme düşüncesini taşıdığı bir durumdur.
Bebeğe bakmak, şefkat gösterme ile ilgili problemler yaşar. Bunlara ilave
olarak da depresyonun belirtilerinin birçoğunu taşır.'' Doğum sonrası hüznü''
ve ''doğum sonrası depresyonu'' birbirinden ayırt etmek gerekir. ''Doğum
sonrası depresyon'' için mutlaka bir profesyonel yardım almak gerekirken, ''
Lousalık Hüznü''nde böyle bir şeye gerek yoktur.
PPD Tedavisi:
Psikoterapi bu sorunun giderilmesi konusunda önemlidir.
Annenin, hem bugün hem de geçmiş stres yüklerinin bir sonucudur ve çözülmesi
hem anne hem de bebek sağlığı için son derce önemlidir. Ayrıca depresyon
şiddetli yaşanıyorsa özellikle intihar ve bebeğe zarar verme riski söz konusu
ise, anneyi hastaneye yatırmakta gerekebilir.
Eğer annede;
·
Belirtiler 2 haftadan fazla sürerse
·
Kendisine ve bebeğe zarar vermeyi düşünüyorsa
·
Günün çoğunu endişeli, korkmuş, panik halde
geçiriyorsa
·
Günlük rutinlerini yerine getirmiyorsa,
Bu durumda bir
uzmandan (Psikolog/psikiyatrist) yardım
alma zamanı gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder