Depresyon için genellikle modern çağın rahatsızlığı diye
bahsedilir. Oysa, bu durum sadece içinde bulunduğumuz yüzyıla ait bir
rahatsızlık değildir. Geçmişi Hipokrata’a kadar dayanır. Hipokrat, depresyon
diye tanımladığımız bu rahatsızlıktan melankoli diye bahsetmiştir. M.Ö 400’e kadar giden bu rahatsızlık modern
çağ insanının yaşam koşulları yüzünden küresel bir sorun halini aldı. Dünya
Sağlık Örgütünün tahminlerine göre depresyon önümüzdeki 20 yıl içinde en çok
görülen ikinci rahatsızlık olacak. Fakat gidişata bakılırsa birinci olacak
gibi. Modern çağın insanı sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Her şey
çok hızlı değişiyor. Teknoloji, ekonomi, kültür, sosyal koşullar. Bunlara
savaşlar, istikrarsızlıklar, siyasi ve politik değişimleri de eklersek durum daha da içinden çıkılmaz
hal alıyor. Bütün bu değişim ve dönüşüme hızlı adapte olup ona göre tavır
almak, yani uyum sağlamak gerekir. Tabi bu çabanın bireye bir bedeli var.
Yorgunluk, yılgınlık, tükenmişlik ve nihayetinde DEPRESYON…
Özellikle şu günlerde hangi haber kanalını açsanız veya
hangi gazeteyi elinize alsanız mutlaka depresyon ile ilgili bir habere,
araştırmaya rastlarsınız. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yapılan araştırmalar
önümüzdeki yıllarda depresyonun en yaygın hastalıklar arasında yer alacağını
söylüyor. Depresyonun sürekli yükselen ibresi nedeniyle psikoloji ve psikiyatri
depresyonu ruhun soğuk algınlığı olarak tanımlar.
Sabahları yataktan kalkmada zorlanmak, kimseyle konuşmak
istememek, hiçbir şeyden zevk almamak, kendini işe yaramaz hissetmek, suçluluk
duygusu, dikkat eksikliği, kilo kaybı… tüm bu şikayetler aklımıza depresyonu
getiriyor. Depresyon meslek, statü, cinsiyet, yaş farkı gözetmez. Bazı
durumlarda çocuklarda da görülebilir.
Depresyonun En Yaygın
Türleri
Tüm depresyon türleri aynı değildir. Toplum içinde daha
yaygın olanlar ve seyrek görülen türleri vardır. Bunlardan bazıları;
·
Majör Depresyon (Ağır Depresyon)
·
Kronik depresyon (Distimi)
·
Postpartum Depresyon (Doğum sonrası depresyon)
·
Mevsimsel Depresyon
Belirtileri Nelerdir?
Depresyonun temel
belirtileri; Hayattan zevk
alamama, içinden hiçbir şey
gelmemek, isteksizliktir. Kişi için
adeta zaman durmuş gibidir. Dışarıda akıp giden hayat tamamen onun dışındadır
ve kendini yalnız ve çaresiz hisseder.
Geceleri yatağa girmek işkence halini alır. Çünkü sabahın
ilk ışıklarına kadar yatakta dönüp durur, bir türlü uyku tutmaz. Yaşanan bu
sıkıntılı durum sonunda halsizlik, yorgunluk, iştah düzensizlikleri meydana
gelir. Dolayısıyla bu döngü dikkat, konsantrasyon gibi bilişsel işlevler
üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Depresyonun süresi uzadıkça bu sefer hafıza
da geçici sorunlar oluşmaya başlar.
Bütün bunlar kişide sosyal ve mesleki bozulmalara neden olur. Kişi bu şekilde gündelik hayatını sürdürmekte
zorlanır. Bu bozukluk hem vücudu, hem düşünceleri hem de duygu durumunu
etkiler. Yoğun sıkıntı hali kişide isteksizlik, bunaltı, değersizlik ile
birlikte kendini suçlu, umutsuz ve çaresiz hissetmesine yol açar. Kişi oldukça
kırılgandır. Öyle ki olan biten her şeyden kendini sorumlu tutar. Daha fazla
yalnız kalmak ve ailesinden,
arkadaşlarından uzak durmak ister.
Depresif kişiler, kimseden yardım göremeyeceklerine inanma eğilimindedirler.
İçlerindeki acı yüzünden hayatı yaşamaya değer bulmamaya başlar. Bu yüzden kimi
zaman ölümü ve intiharı düşünebilirler. Bu büyük ruhsal acıyı yaşayan bireyin
bedensel bir takım şikayetleri de olur. Bunlar; mide şikayetleri, baş ağrısı,
kol ve bacaklarda halsizlik, nedeni belli olmayan bel ve sırt ağrıları ve
cinsel ilgi kaybıdır. Ayrıca depresyondan muzdarip bazı kadınların regl
döngüsünde de bozulmalar olabilir.
Yukarıda anlatılanlardan sonra bir konunun dikkatle altını
çizmek isterim. Zaman Zaman insanların yaşayabildiği yas, üzüntü, hüzün ve depresyon
birbirine benzemekle birlikte aynı şey değildir. Birbirinden farklı
duygulardır. Kimi zaman kendimizi dibe vurmuş hissedebiliriz ama gündelik
yaşamın içinde tekrar toparlar, yolumuza devam ederiz. Yas ve hüzün, kayıp
karşısında hissedilen ve kişinin uyum sürecine katkıda bulunan bir duygu iken
depresyonda; kendinizi yetersiz görme, suçlama (işe yaramam, benim hatam gibi),
umutsuzluk (hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, düzelmeyecek, başaramayacağım)
duyguları hakimdir.
Nedenleri
Depresyonun arkasında birçok neden vardır. Nadiren tek
nedeni olur. Yaşadığımız olaylar, kişiliğimiz, beyindeki kimyasal değişiklikler
depresyona neden olduğu düşünülen temel faktörlerdir. Bunlara ilaveten genetik
yatkınlık, olumsuz düşünme tarzımız, ilaçlar, alkol, uyuşturucu, gibi faktörlerde depresyonun
sebeplerindendir.
Her yaş gurubunda
görülebilen bu bozukluğun diğer nedenleri
ise;
·
Ölüm, boşanma ve ayrılık nedeniyle bir kaybın
üzüntüsü
·
Büyük yaşamsal değişiklikler, taşınma, iş
değişikliği, işten memnuniyetsizlik, fiziksel veya ruhsal anlamda tükenme,
yalnızlık, çocuk doğumu, çocukların evden ayrılması, yaşın ilerlemesi
·
Partnerle veya iş yerindeki yöneticiyle
ilişkilerdeki kişisel çatışmalar
·
Fiziksel, seksüel ya da duygusal istismar
·
Hormonal değişimler (doğum sonrası değişen
hormonları) sayabiliriz.
Majör Depresyon Demek
İçin
Ağır depresyon olarak adlandırdığımız majör depresyon tanısı
için aşağıdaki maddelerden en az beşinin iki hafta süresince devam etmesi
gerekmektedir.
1.
Her gün,
gün boyu süren depresif duygu durumu (üzgün, boşlukta hissetme,
ağlamaklı görünüm)
2.
Eskiden yaptığı etkinliklere ilgide azalma,
eskisi kadar zevk alamama
3.
Perhizde değilken önemli derecede kilo kaybı
veya kiloda artış olması
4.
Uykusuzluk ya da aşırı uyuma olması
5.
Psikomotor ajitasyon yada retardasyonun olması (
davranışlarda aşırı artma ya da gerileme)
6.
Hemen hemen her gün yorgunluk, bitkinlik ve enerji kaybının olması.
7.
Değersizlik ve suçluluk duyguları olabilir.
(Hezeyan düzeyinde olabilir)
8.
Düşüncelerini belli konular üzerinde
yoğunlaştıramama ya da kararsızlık
9.
Yineleyen ölüm düşünceleri. (İntihar gibi)
Tedavi
Depresyon, tedavisi olan bir
rahatsızlıktır. Depresyonun belirtilerini tanıyarak erkenden fark edebilmek bu
rahatsızlığı yenmek için ilk adımdır. Bu rahatsızlığın düzelmesinde psikolog ve
psikiyatrist birlikte çalışırlar.
Depresyonda dikkat edilmesi gereken en önemli şey intihar düşüncesi olan
kişilerin kontrol altında tutulmasıdır. Çünkü depresyondaki en önemli ölüm
nedeni intihardır. Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz günlerde ünlü aktör Robin Williams
da ağır depresyon sonucu intihar etmişti.
Depresyonda var olan suçluluk,
değersizlik gibi duyguların ortaya çıkışına neden olan negatif düşüncelerin
değiştirilmesi için psikoterapi gereklidir. Ayrıca depresyon nedeniyle kişinin
sosyal ve iş yaşamında, aile ilişkilerinde bozulmalar görülür. Bunun
sonucu kişi depresyonun yarattığı sıkıntıların üstüne bir de bu yükleri alır,
hayat iyice içinden çıkılmaz hale gelir. Bu kişiler uzmanlardan ( psikolog ve
psikiyatristlerinden) alacakları destekle bu rahatsızlıktan kurtularak
hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilirler. Yukarıda da bahsettiğim gibi
depresyonu tanımak, belirtilerini fark etmek onu yenmek için en etkili
silahtır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder