Geçen yılın raflarında bıraktıklarımız, yerini
değiştirdiklerimiz ya da artık ortadan kaldırdıklarımız... Yeni yıl beraberinde
yeni düzenlemeleri, umutları, hayalleri ve bazen de geçen zaman içinde
gerçekleştirilemeyenlerin hayal kırıklıklarını getirir.
Geride bırakılan yıl, bir sonraki yılda da devam etmesini ya da
terk etmeyi istediklerimizi düşündürür. Buna işimiz, aktivitelerimiz,
ilişkilerimiz hatta kendimize dair beğenip beğenmediklerimiz gibi bir çok
detayı dahil edebiliriz. Ancak değişim ve gelişimi hedeflerken tüm bu istek ve
planlara rağmen çoğu kişinin dile getirdiği, zamanla motivasyonlarını
kaybederek aynı kısır döngünün içine girildiğidir.
Peki neyi yanlış yapıyoruz?
Bu kadar heyecan veren, hayatımıza
büyük bir arzuyla dahil etmek istediğimiz bunca şey varken elimizde hayal
kırıklıklarıyla yılı bitirerek, ‘Bu yıl da çok hızlı geçti, hiçbir şey
yapamadım’ demekten kendimizi alamıyoruz?
Koyulan hedefler ne kadar gerçekçi?
Koyulan hedefleri gerçekleştirmek için elde yeterince imkan var
mı? Bu imkanlar doğrultusunda yapılabilir olanlar belirlenmeli ve kolay
ulaşılabilir olanlara öncelik verilmelidir. Yapabilirliklerimizi görmek ve
kendimize dair inancımızı pekiştirebilmek adına ihtiyacımız olan, neleri
başarabildiğimizi görebilmektir.
Gerçekçi olmayan hedefler ‘başarısızlık’ hissini beraberinde
getirerek huzursuzluk, mutsuzluk yaratacak, benlik algımızı haksız yere
zedeleyecektir. Bunun yerine en uygun başlangıç noktasının ne olduğunu bilip
adımların zamanla büyütülmesi daha işlevseldir.
Net olun
Koyulan hedeflerin net belirlenmemesi ve geniş bir aralığı
kapsaması kafa karıştırıcı olabilir. Neyin sağlanması/değişmesinin istendiği,
bunun için ne yapılması gerektiği açık olmalıdır. Örneğin daha sağlıklı bir
yaşam için ‘Bu yıl daha çok spor yapacağım’ yerine ‘Haftanın ... günü ...
dakika yürüyeceğim’ gibi bir hedefle başlanarak zamanla farklılaştırılabilir.
Burada önemli olan bir diğer nokta ise boşlukların başlangıç için makul
rakamlarla doldurulmasıdır.
Ya yapamazsam? Alternatifler belirleyin!
Koşullar her zaman değişebilir, uyum sağlayabilmek için başka
seçeneklerin var olduğunu bilmek ve yola devam edebilmek rahatlatıcıdır. Bir
şeyin yapılamamasının sonucunu felaketleştirmeyin. ‘En kötü ne olabilir?’
sorusunun cevabını bulmaya çalışın, her zaman alternatifleriniz olduğunu
göreceksiniz. Değişmez, ‘zorunluluk’ unsurları barındıran düşünceler
beraberinde stresi de getirir. Stres ise
işlevsel düzeyin üzerine çıktığında harekete geçiren bir güç olmaktan çıkarak ‘yapamayacağım’,
‘başaramayacağım’ gibi düşünceleri tetikler. Her zaman alternatifler yolların
olduğunu, bir konuda yaşadığınız aksiliklerin ya da ufak hataların sizi
başarısız bir birey yapmayacağını unutmayın.
Sonuca değil, sürece odaklanın.
Çabanızı görmezden gelmeyin, her zaman başladığınız noktanın ne
kadar ilerisinde olduğunuzu ve bu noktaya varmak adına neler yaptığınızı
hatırlayın. Bu yolda bazen yavaş, bazen daha hızlı yürüyeceksiniz. Başarabildiğinizi
görmeyi ve kendinizi takdir etmeyi unutmayın. Varış noktasından ziyade,
başlangıç çizgisinin ne kadar ilerisine gidebildiğinizi görmek önemlidir.
Yeni yıla yakın zamanda gerçekleştirebileceğiniz bir dilekle
başlayın. İstediğiniz bir yeri ziyaret etmek, uzun zamandır aramadığınız birini
aramak, rafınızda uzun zamandır okunmayı bekleyen bir kitabın ilk bölümünü
okumak... Günlük hayat dahilinde birçok işe, kişiye yer açabiliyorken kendi
hayallerinizi, isteklerinizi görmezden gelmeyin. Yeni yılda, yeni deneyimlere
yer açmanız dileğiyle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder